10 Aralık 2014 Çarşamba

Bebeğinizin Odası İçin Şık Tasarımlar

Standart İzmir

Masaüstü yayıncılıkta sınır tanımadığımız tasarım gücümüzü dekorunuz için hayalinizdeki masaüstü sanata yani Stand Art'a dönüştürmek için sizlerleyiz. Ahşap, pleksi, akrilik malzemelerimiz ile hayallerinizi hayata geçiriyoruz.

Yoğun hayatımız içinde evimiz, arabamız veya işyerimizde ailemizi hatırlatacak tasarımlar görmek; tebessüm etmemize ve enerjimizi yükseltmemize sebep olan dekorlardandır. Dekorunuzu tamamlayacak size özel tasarımlar ile ortamın havasını değiştirebilirsiniz. Odanızı, konsolunuzu, raflarınızı, yaşam ünitenizi hatta duvarlarınızı size özel tasarlayın ve süsleyin. Bu kişiye özel tasarımlar; yenidoğum yapan arkadaşınız, katılacağınız parti ve organizasyonlarınız, baby shower davetleriniz, fotoğraf çekimleri, yeni işyeri açan arkadaşlarınız için de son derece düşünceli ve anlamlı hediyeler olabilir.

Ahşap boyama sanatı ile uğraşan kişiler de isme özel siparişler verebilir, ham olarak satın alıp sanatlarını ahşapla birleştirebilirler.

Tüm sorularınız ve sipariş için;

STAND ART 
Whatsapp 0.532.168 85 69


E-Posta: standartizmir@gmail.com

13 Nisan 2014 Pazar

RÜZGAR'ın BESLENME MENÜSÜ

6. aya girmemizle birlikte başlayan ek gıda savaşına artık alıştım diyebilirim :) Fakat bu sefer de daha farklı ne yapabilirim, Rüzgar'a yeni tat ne verebilirim diye düşünüyorum sürekli. 

Daha önceki yazımda ek gıdaya geçiş maceramızı paylaşmıştım zaten. Her geçen gün biraz daha alıştım bu ek gıda olayına ve şuan artık daha rahatım diyebilirim. Benim gibi ek gıda savaşına yeni başlayacak annelere kısaca şu şekilde özetleyebilirim yedirdiğimi, içirdiğimi...

İlk başta şunu söyleyeyim biz bu menü konusunda saatli gitmiyoruz. Çünkü Rüzgar'ın uyuma uyanma saatleri her gün farklı olduğu için günün başlangıcına ve gidişatına göre ben ayarlıyorum artık yemek saatlerini :)) O yüzden size şu saatte şunu verdim, bu saatte bunu verdim diyemem. Zaten versem bile herkes aynı saatte aynı şeyi vericek diye bir kaide yok. Bebeklerimiz bizi yönlendiriyor bu konuda :))

Öncelikle sabah kaçta uyanırsa uyansın anne sütü ile başlıyoruz güne ve gün içerisinde ne zaman isterse anne sütü veriyorum. Kahvaltısını vermek için aradan 2-3 saat geçmesini bekliyorum. 

Kahvaltısında;

3-4 adet bebe bisküvisi
1 çay kaş. pekmez  (bazı günlerde pekmez yerine reçel koyuyorum)
1 paket labne (8lilerden alıyorum. Her gün 1 paket veriyorum)
120 cc süt (4 ölçek devam mamasından hazırlıyorum)

Genelde kahvaltılarını bu şekilde veriyorum. Yumurta sarısını ilk başlarda sevmediği için tiksindirmemek adına kullanmadım uzun bir süre. Yeni yeni veriyorum. Çokta sevdiğini söyleyemem ama :)

İkinci seçenek olarak tereyağ, reçel, labne, ekmek içi, yumurta sarısı veriyorum. 

Üçünçü seçenek pek tercih etmesemde çok nadir olarak Milupa 8 tahıllı kahvaltısından veriyorum içerisine 1 paket labne ilave ederek... 

Kahvaltılarında pek bir değişiklik yapamıyorum şimdilik. İlerleyen zamanlarda yaparsam yazarım :)

Öğlen çorba ve ev yoğurdunu veriyorum. Çorba olarak sebze çorbası, tarhana çorbası, yayla çorbası, şehriye çorbası yapıyorum dönüşümlü olarak. 

Sebze çorbasına patates, havuç, kabak, arpacık soğan veya pırasa, pirinç, bulgur ve et koyuyorum. İlk zamanlar et suyuyla pişiriyordum. 1 aydan beri etide koyuyorum çorbalarına. Hepsini pişirip blenderdan geçiriyorum. Artık 8 aylık olucağımız için dolmalık biberde koymayı düşünüyorum sebze çorbasına. 

Tarhana çorbasına birkaç tel şehriye atıyorum. Daha doyurucu olması açısından. Bu şekilde çorba konusunda sıkıntı yaşamıyorum. Seçenek çok olduğu için :))

Öğleden sonra meyve püresi veriyorum. Yeni yeni kuru kayısı ve siyah kuru üzümü haşlayıp blenderdan geçirip püre şeklinde vermeye başladım Rüzgar'a ve baya sevdi diyebilirim :)) Bunlara ilerleyen zamanlarda ilave edeceğim yeni tatlar için de yazarım artık sizlere :))

Gündüz az yediği zamanlarda, akşamları biz yemek yerken ona da 1 küçük köfte yapıyorum yanında yoğurt. Ezerek veriyorum.  Köfte dediysem tabiki kıyma ve ekmek içi sadece :)) veya Milupa'nın gece mamalarından yapıp veriyorum.  

Tabii bunların dışında, biz yemek yerken tabaklara saldırdığı için yediklerimizden Rüzgar'a da vermeye çalışıyorum tadımlık olarak :)

İşte bizim 2 aydır içinde bulunduğumuz ek gıda süreci bu şekilde şimdilik :) Ayrıca fikirlere açığım... Lütfen sizlerde neler verdiğinizi bu süreçte paylaşın benimle.

Bol iştahlı günler diliyorum bebeklerimize :)))

Ezgi







12 Mart 2014 Çarşamba

RÜZGAR'ın SEBZE ÇORBASI

Merhaba arkadaşlar... Bir önceki ek gıda yazımı biraz karmaşık bulabileceğinizi düşünerekten 2 fotoğrafla Rüzgar'ın öğle yemeğini özetlemek istedim. Dediğim gibi ilk başlarda inanılmaz stresliydim fakat şimdi düzeni oturttuğum için bu konuda hız kazandım :) Aslında herşeyde ilk zamanlar biraz zordur fakat gerisi kolay gelir bildiğiniz gibi. Fakat burada konu bebişlerimiz olduğu için biraz daha hassas olmak zorunda olduğumuz için iki katı stres olsak ta, doğamızda var annelik :))

Rüzgar'a dönüşümlü olarak sebze çorbası ve tarhana çorbası veriyorum. Sebze çorbasına herşeyi koymaya çalışıyorum. PATATES, PIRASA, KABAK, HAVUÇ, ET, BULGUR ve PİRİNÇ... 

Güzelce pişirip süzgeçten geçirdikten sonra içerisine büyümek ekmek içi atıyorum. Bu Rüzgar için hem daha besleyici oluyor, hem de pütürlü yemeye alıştırıyorum. Yanına da ev yapımı yoğurt koyuyorum. Mis gibi öğle menüsü işte benim oğluşun :))







Benim kendimce yaptığım çorba bu şekilde. Siz malzemeleri azaltabilir veya çoğaltabilirsiniz. Bu tamamen bebeğinizin neyi sevip neyi sevmediğine bağlı. Rüzgar şimdilik ıspanak hariç herşeyi sevicek gibi duruyor bakalım inşallah iştahlı olur da sıkıntı yaşamayız. 

Hepimizin bebeklerine bol iştahlı günler diliyorum :))

Ezgi

3 Mart 2014 Pazartesi

RÜZGAR'la EK GIDAYA GEÇİŞ MACERASI

22 Şubatta 6. ayımızın dolmasıyla birlikte bir ek gıda stresi sardı ki beni sormayın... Emzirmeye o kadar alışmışım ki "ek gıdaya nasıl başlıcam, ne vericem, saatlerini nasıl ayarlıcam, en önemlisi dışarı çıktığımda bu durum nasıl olucak vs" düşünceleriyle cebelleştim uzun bir süre :) 

Ve şu 9 gündür devam eden ek gıda sürecimizi paylaşmadan önce tecrübeli annelerin çok iyi bildiği fakat benim gibi henüz yeni yeni öğrenen anneler için birkaç önemli not paylaşmak istiyorum:

-----> İlk olarak bebeğimize kesinlikle İNEK SÜTÜ vermiyoruz... Pastorize sütlerden uzak duruyoruz. Muhallebi veya ev yoğurdu yapmak için ben Milupa Aptamil 2 kullanıyorum.Normal şartlarda bebeğiniz çok emen bir bebek değilse ve sütünüz yeterliyse kendi sütünüzü sağıp, sütünüzle hazırlamanız daha sağlıklı tabi ki ama Rüzgar çok fazla emen bir bebek olduğu için benim böyle bir şansım yok malesef :))

-----> İkinci önemli not pastorize süt kullanmadığımız gibi hazır yoğurtlardan da uzak duruyoruz bebişlerimiz için. Kendiniz yoğurdunuzu evde yapıp vericeksiniz 12. aya kadar. 1 yaşından sonra verebiliyoruz sanırım inek sütü veya kapalı yoğurtlardan. Aslında evde yoğurt yapmak çok basit fakat nedense ben birtürlü tutturamadım kıvamını :) Ya sütün sıcaklığını ayarlayamıyorum ya da mayalanırken bir şekilde hava alıyor o yüzden annem ve kayınvalidem sağolsun onlar benim için yapıyorlar :)

-----> Üçüncü not kesinlikle CAM RENDE kullanıyoruz. 



Şimdi kısaca Rüzgar'a başladığım ek gıdalardan bahsedeyim... İlk verdiğim şey tabi ki yoğurt ve meyve püresi oldu... 2-3 gün boyunca gündüz 11-12 arası elma-armut püresi, akşam da 16-17 arası yoğurt verdim. Daha sonraki günlerde bunlara sebze çorbası/püresi ilave ettim. Sebze püresinde kullandığım malzemeler patates, havuç, kabak, pırasa, pirinç ve bulgur şimdilik... İlk patates ve havuçla başladım sonra 1er 1er arttırdım malzemeyi. Bugün değişiklik olsun diye ev tarhanasından yaptığım tarhana çorbası verdim mesela. 
En son kahvaltıya başladım. 3 gündür Aptamil 2 ile hazırladığım 30 cc mamaya 2 tane bebe bisküvisi, 1 çay kaşığı üzüm pekmezi ve 1 çay kaşığından az labne peynir koyuyorum. Bu şekilde veriyorum. Fakat şu kadar verdim bu kadar verdim diyemiyorum Rüzgar ne kadar yemek isterse o kadar veriyorum. Yarım çay bardağı biticek diye zorlamıyorum. Çünkü zorlandığı takdirde tiksinmeye neden olacağı ve beslenme konusunda sıkıntı yaratabileceği kanaatindeyim. Mesela pirinç unu ile hazırladığım muhallebiyi ilk 2 gün denedim bir kaşık bile almadı, ben de şuan vermiyorum tiksinmemesi için. Aradan bir zaman geçtikten sonra tekrardan denerim fakat şuan için muhallebiyi çıkardım beslenme programından.

Bunların dışında Rüzgar ne zaman isterse o zaman emziriyorum. 

Bir de hergün aynı saatlerde vermek doğru olan fakat ben buna uyamıyorum malesef :) Biraz sapmalarla gidiyoruz bakalım.

Son olarak her bebeğin iştahı aynı olmayacağı için eğer bebeğiniz çok yemek istemiyorsa veya ilk verdiğinizde reddediyorsa, onu yemesi için zorlamayın derim. Neticede anne sütü ile beslendiler aylarca ve ilk defa değişik tatlarla tanışıyorlar... Bu yüzden ilk başlarda reddetmeleri çok normal. Ben Rüzgar'da böyle bir durum yaşamadım çok şükür. İştahlı bir bebek ve inşallah ta hep böyle devam eder. Ama sakın bebeğinizi bir başka bebekle kıyaslamayın. Önemli olan sağlıklı olmaları...

Ezgi


Bayanların Vazgeçilmezi Aksesuarlar

Görselliğe önem veren bayanlar için aksesuarlar vazgeçilmezler arasındadır.  Basic bir tişört ve blue jeanle kombinleyeceğiniz gösterişli bir kolye sizi tamamlayacaktır. Özellikle smart casual tarzı olan bayanlar bu kombinleri çok başarılı yapıyor. Özellikle Özlem Yıldız bu konuda favorim.

Günlük olarak bile kullanabileceğiniz bir küpe, kolye, saat, bileklik ve yüzük size ayrı bir hava katacak ve kombininizi güçlendirecektir. 

Şimdi sizlerle paylaşacağım adresi fırsatınız olduğunda incelerseniz beğeneceğiniz çok fazla aksesuar olacağına eminim. Üstelik en güzel parçaları İbrahim bey yurtdışından getiriyor. Fiyatları da çok uygun. www.instagram.com/ibrahimgungor adresini ziyaret edin pişman olmayacaksınız.











Herkese iyi alışverişler diliyorum.

24 Şubat 2014 Pazartesi

BEBEKLERDE ATOPİK DERMATİT İÇİN LİNOLA

Rüzgar'ım 3 aylık olduğunda alın bölgesinin sağ ve sol tarafında ufak bölgeler şeklinde oluşmaya başlayan şeyin ilk başlarda isilik olduğunu düşünmüştüm ve bir süre üstünde durmadım kendiliğinden geçer diye. Fakat aradan 2 hafta 3 hafta geçmiş ve iyice yayılmaya başlamıştı.Hemen doktora gittik. Atopik dermatitmiş adı... Yani egzama... Fakat ilk evresi... Yani henüz başlangıç. Egzama genelde yanakta başlarmış. Bizimkinin sadece alın bölgesinin sağ ve sol tarafında bölgesel bir isilik şeklinde vardı. Doktor Hipokort adlı krem verdi. Şu meşhur kortizonlu krem :( Her ne kadar kullanmak istemesem de mecburen 4 gün boyunca kullandım. 2. günden etkisini gösterdi merhem kortizonlu olduğu için. Ancak kremi bıraktığım gibi tekrar nüksetti Rüzgar'ımın yüzünde. İnanılmaz sinir ve moral bozucu bir durumdu.

Daha sonra üniversiteden bir arkadaşımla tesadüfen konuşurken bu konu açıldı ve o da oğlunda aynı şeyi yaşadığını ve Linola kullanmam gerektiğini söyledi. Her yerde bulunan bir marka değil malesef. Ben internetten bir eczaneden satın aldım. Saç-duş şampuanını, losyonunu ve yüz kremini aldım set halinde. Fiyatları çok ucuz değil ancak Mustela kadar da pahalı değil. Fakat kullanmaya başladığımdan beri inanılmaz etkisini gördüm diyebilirim. 

Bizim ki başlangıç seviyesinde olduğu için çok çabuk geçti Allahtan. Atopik dermatitli ciltlerde en çok dikkat etmeniz gereken şey bebeğinizin terlemesini önlemek ve cildini sürekli nemlendirmek. Özellikte banyodan sonra yağını, losyonunu güzelce yedirin cildine. Emziriyorsanız eğer üzerinde ki bir kat fazlasını çıkartın. Çünkü emerken enerji harcadıkları için çok terliyorlar. Buna dikkat edin. Ve eğer sizin de bebeğiniz Atopik Dermatit ise mutlaka Linola kullanın derim. 






Ezgi

8 Şubat 2014 Cumartesi

RÜZGAR'IN CASUAL FORMULA YÜRÜTEÇİ

Günümüz doktorları her ne kadar erkek bebeklerin yürüteçe konulmaması gerektiğini savunsada, ben bu konuda onlardan yana olamayacağım. Neticede benim 2 erkek kardeşimide annem yürüteçe koydu zamanında. Birşey mi oldu? Tabi ki HAYIR.... 

Yani doktorların her dediğini de dinlememek gerekiyor bana göre. Çünkü onlar da öğrendiklerini bize öğretiyorlar. Bazı konularda annelerimizi, anneannelerimizi dinlemek daha doğru bence. Neticede tecrübe konuşuyor. 

Oğlum bugün tam 5.5 aylık oldu ve artık yatmak yerine daha çok ayakta durmak istiyor. Yürümek için adımlar atmaya çalışıyor. Ana kucağına koyduğum zaman 15 dk oyalanıyor daha sonra tekrardan hareket istiyor. Hem sürekli yatmaması için, hem de emeklemek yerine daha çabuk yürümesini sağlamak için yürüteç aldık. 

Piyasa da öyle yürüteçler var ki valla insanın kendine de alası geliyor :) Bizimki de bunlardan bir tanesi. Hatta kardeşim kendisi için bile istedi. Fiyatı çok ucuz değil onu belirtmeliyim. Uygun fiyatlılarını da bulmak mümkün tabiki piyasada ancak bizim ailenin ilk ve tek bebeği olduğu için sanırım paraya kıyılıyor :) 

Ve işte bizim Formula yürüteçimiz. Almak isteyenler Hello Baby'de bulabilirler. 

Fiyatı 189 TL



Ezgi

3 Şubat 2014 Pazartesi

CHICCO ANA KUCAĞI ve CASUAL EV TİPİ SALINCAK

Bebeği olan anneler için ikilemde kalınan bir konudur ana kucağı ve ev tipi salıncaklar... Acaba almalı mıyım yoksa gereksiz yere para vermemeli miyim??? Çünkü fiyat olarak çokta ucuz sayılmayacak bu 2 ürünü alıp, bebeğinizin oturmak istememesi sonucu hiç kullanamayıp evin bir köşesine atmak var... Ben bir risk aldım ve bu 2 ürünü denedim ve bizim sonuç başarılı Allah'a şükür :)  

Rüzgar 2 aylıkken aldığımız Chicco ana kucağı ve 4 aylıkken aldığımız Casual pilli ev tipi salıncak epey işimi görüyor diyebilirim. Çünkü oğlumu ben biraz fazla ilgiye alıştırdığım için lavaboya gitmeme bile izin vermiyor sağolsun :) Bu yüzden ana kucağını 2 aylık olduğundan itibaren kullanmaya başladık. Salıncağa da yeni yeni alıştı. En azından 20 dk kendi kendine oyalanabiliyor ve bende işlerimi ivedilikle bitirebiliyorum :))




Teknoloji denen şey gerçekten inanılmaz... Bir ana kucağı ve salıncak diyoruz altı üstü ancak MP3 bile çalabiliyorsunuz artık :) yani yeni nesil çocukların çok erken yaşta teknoloji düşkünü olması aslında doğuştan geliyor bence. 

Ben kullandığım bu 2 marka ve üründen inanılmaz memnunum. Detaylı bilgi için internetten araştırabilirsiniz iki modeli. Tabi ki benim memnuniyetim, sizin için de olumlu olacağı anlamına gelmiyor malesef. Her bebeğin yapısı farklı bildiğimiz üzere. Kimi bebek saatlerce oturabilir, sallanabilir. Kimi bebek asla oturmaz, ağlar, bağırır... Benim oğlum ikisinin ortası :)) Oturuyor, sallanıyor, oyuncaklarla oynuyor, fakat maksimum 20 dakika :)) Ama zaten yarım saat oturmak, sallanmak istese ben bırakmam herhalde çünkü bebeğimle vakit geçirmek kadar beni mutlu eden başka hiçbir şey yok şuanda :))

Bu modeller haricinde fiyat olarak daha uygunları da var piyasa da ancak ben bu 2 ürünü kullandığım için daha uygun modeller için bir yorum yapamayacağım. 

Ezgi


Doya Doya Kısa Saç Kullanımı ve Çıt Çıt Bakımı

Herkese merhaba;
"Kısa Saç Cesareti" yazımın bu kadar popüler olabileceğini düşünmemiştim. "Uzun Yıpranmış Saçlar" yazımın pek de ilgi görmediğinden yola çıkarak kısa saç kullanmak isteyenlerin fazla olduğunu tahmin etmek zor da değil ;)

Tam 1 ay sonra saçlarımı kestireli 1 yıl olacak ve beckham modeli artık yerini uzun sayılamayacak ama küt de olmayan saçma sapan bir modele bıraktı :( Bu duruma küt saçın uzama arifesindeki direnişi de diyebiliriz :)) Saçlarımı kestirmekle kalmayıp uçlarını da sarı görmek isteğim için krepe balyaj yaptırmıştım. Uzun siyah saçlarımdan eser kalmamıştı. Ama artık tam bir yıldır çıt çıtlarımı da takmak istediğim için saçlarımı hiç kestirmeden direndim. Eski kullandığım renk koyu kestaneydi ama içinde her boyattığımda kızıllık kesinlikle olurdu ve çıt çıtlarım da bu renk olduğundan saçlarımı da artık eski rengine boyatmanın zamanı gelmişti ;))

Geçtiğimiz haftasonu soluğu kuaförüm Özkan'da aldım ve o her ne kadar sarı çok yakışıyor diyerek boyamak istemese de beni karşısında kararlı görünce: 
-Otur bakalım sen kazandın:)) dedi.

Çıt çıtlarımın bakımını da yaparak yanımda götürmüştüm. Tam da konu buraya gelmişken size çıt çıt bakımı ile ilgili önerilerde bulunmak isterim;)

Normalde kendi saçınız için yaptığınız ve yapabileceğiniz tüm bakımları çıt çıtlarımız için de ayırt etmeden yapabiliyoruz. Yani saçınızı kremli şampuan ile yıkayıp bakım maskesi sürerek bekletip ardından da kremleyebiliyorsak çıtçıtlar için de yaptığımızda farkı görebileceksiniz. Hatta tararken durulanmayan saç kremlerinden de sıkarak tararsanız uçları da kırılmaz ve fönün etkilerinden korunmuş olur. Çok sık bakım yapmanıza gerek yok ancak dewamlı kullanıyorsanız 15 günde 1 bakım normal diyebiliriz.

Saçlarım eski rengine dönmüş oldu ve geçtiğimiz cumartesi de çıt çıtlarımı ilk kez takarak 1 yıldan sonra uzun saçlarımı hatırlamış oldum.

Şimdiki süreç çalışırken kısa saçın kolaylığından faydalanırken haftasonu çıtçıtlarımı takarak uzun saçın havasından da geri kalmamak ;))

Size geçirdiğim evrimi göstermek için sırasıyla fotoğraflarımı paylaşıyorum:))))
Uzun süredir kullandığım uzun koyu kestane saçlarım

Uzun süredir kullandığım uzun koyu kestane saçlarım

Küt saçım

Krepe Balyajlı Küt Saçım

Krepe Balyajlı Küt Saçım

Krepe Balyajlı Küt Saçlarımın Uzamaya Başladığı Dönem

Krepe Balyajlı Küt Saçlarımın Saçmaladığı Dönem:))

Krepe Balyajlı Küt Saçlarımın Kendinden Geçtiği İçler Acısı Dönem:))))))))))))

Son Halim: Çıtçıtlarımı da taktırdığım geçen hafta ;)

Hem kısa saçı doya doya kullanmış hem de uzun saç özlemi çekmemiş olursunuz. Akıllıca değil mi ;))))


Nazan

1 Şubat 2014 Cumartesi

LOHUSA DEPRESYONU DENEN GERÇEK...

Sanki daha dün gibi hamileliğim... O inanılmaz heyecanlı, mutlu, gezerek, eğlenerek geçirdiğim 38 hafta 4 gün :)) Son ay zorlanmaya başlasamda bir bütün olarak baktığım zaman hamileliğimi doya doya yaşadım ve geriye dönme şansım olsa tekrardan yaşamak isterdim... 
Rüzgar içimden çıkmak için her ne kadar şansını birkaç kere denemiş olsa da, doktorumun sayesinde günümde doğum yaptım... Fakat Rüzgar'ı kucağıma alana kadar hiçbir şekilde annelik güdüsü yoktu içimde ve üzerimde... Kendimi bir anne olarak hissedemedim doğumhaneden çıkana kadar. Fakat anestezinin etkisi geçtiği zaman öyle bir duygu kapladı ki içimi sormayın :) Ve eve çıkmamla bu lohusa depresyonu denen şey başladı :( Daha doğrusu bunun lohusa depresyonu olduğunu ben çook sonradan anladım. Çünkü bu tür şeyler bana komik gelirdi önceleri. Depresyon falan... Deli mi bu insanlar derdim. Hem bebek sahibi oluyorsun hem depresona giriyorsun... Ama gerçekten giriliyormuş ve eğer güçlü bir iradeye sahip değilsen tedavi görmeden atlatmak imkansız. Neyse ki ben eşimin sevgisi, ilgisi ve desteği sayesinde çok çabuk toparlandım...

Doğumdan sonraki ilk günler bir korku kaplamıştı içimi... Sanki eşime oğluma birşey olacakmış gibi. Onlara bakıp bakıp saatlerce ağlıyordum... Hele ki Rüzgar'ın o masumiyeti, minicik elleri, bedeni... Beni benden almıştı... Gözümü kırpmadan izledim aylarca... (Hala daha izliyorum orası ayrı tabi:) )

İlk günlerim hep ağlamakla geçti diyebilirim. Bunun sonucunda kendimi çok mutsuz hissetmeye başladım. Eşim işten gelene kadar evde sadece annem olsun istiyordum. Annem haricinde gündüz eve konu komşu kimseyi istemiyordum. Tebriğe gelenlere surat yapıp hiç konuşmuyordum bir an evvel gitsinler diye. Yani berbat bir psikoloji içine girmiştim. Rüzgar'ı kimseye göstermedim haftalarca. Sakladım hep. Bu kadar korumacı bir anne olacağım eminim beni tanıyan kimsenin aklına gelmemiştir :)) 

Netice de çabuk atlattım ve şuan o günlerin üzerinden tam 5 ay 9 gün geçti :) Bir bebek büyütmek hiç kolay değilmiş doğru ama bir bebek sahibi olmanın da verdiği duyguyu verecek bir başka değer daha yokmuş şu yeryüzünde... İnsan bedeni günlerce uykusuz kaldığı halde isyan etmiyor, ve bebeğinin eli eline değdiği anda sanki 24 saat uyumuş gibi bir enerji veriyorsa bedenine, bence bu Yüce Allah'ın bizlere verdiği paha biçilmez bir değer... Ve ben 22 Ağustos'tan beri bu değerin keyfini çıkarıyorum... 

Annelik te, hamilelik kadar zevkli bir süreçmiş... Tek farkı hamilelik 9 aylık bir serüven, annelik sonsuz ;)

Ezgi

Yeni Butonlar Ekledik ;)

En Kadın Instagram'da!
2.El Bebek Kıyafetleri

Herkese Merhaba;
En Kadın olarak genellikle hamilelik ve bebek üzerine araştırdığımız her konuyu artık instagram hesabında da paylaşmaya başlıyoruz. Instagram'da Ezgiyle günlük hayatımızdan kesitlerin de olduğu paylaşımlar bulabileceksiniz.

Ayrıca 2.El Bebek Kıyafetleri butonunu sitemize ekledik. Rüzgarın kıyafetlerini uygun fiyatlarla alabileceksiniz. Detaylı bilgi almak isteyenler ikikadiningunlugu@gmail.com adresine mail atarak bize ulaşabilirler.

Instagrama bekliyoruuuuzz ;)

Nazan & Ezgi

30 Ocak 2014 Perşembe

Hamile Modası

Herkese Merhaba;
Eskiden hamile butik adı altında dükkanları çok görürdük. Bu dükkanlarda genelde bol, salaş kıyafetler ve son zamanlarda da tam karnınıza denk gelen yerde esprili baskılar olan tişörtler olurdu. Ama sanırım artık bu butiklerin devri bitmek üzere veya bitti. Günlük kıyafetler için böyle düşünüyorum ancak hamile gecelikleri için çok güzel markalar var ki bunlardan Ezgi bahsetmişti. Şimdi ise  size hamileyken giyebileceklerinizi kafanızda abartmamanız için gerçek hayatta yabancıların hamileyken neler giydiğini sizin için derledim. 













Hamileyken yaz ve kış mevsiminde giyebilecekleriniz hamile değilken giyebileceklerinizden çok da farklı değil artık. Hele bir de smart casual bir tarzınız varsa hamileliğinizde kıyafet bulmakta hiç zorlanmayacaksınız. Mini etek bile giyebileceğinizi düşünürsek hamile olmak da zevkli ve ayrı kıyafetler almanıza gerek olmayan bir dönemdir. 

Bu dönemi bir hasta gibi değil de bakımlı ve şık olarak geçirmeniz eşinizin de hoşuna gidecektir ;)


Nazan

Gebelikte ve Emzirirken Saç Boyatmanın Zararı Olur Mu?

Görüntüsüne önem veren bayanlar, sürekli bakımlar yapıp beslenmesine dikkat etmeye çalışırlar. Kişinin genleri gereği, yüzdeki kırışıklıklar, sarkmalar ve beyaz saçlar yaşa bakmaksızın ortaya çıkar. 20'li yaşlarda olup beyaz saçlarını boyayarak kapatan çok tanıdığım var. Ki hamileyken saçını hiç boyamadan buna katlanmaya çalışayım derken depresyona giren arkadaşım da oldu. Saç boyaları, hamileyken yapılmaması gereken bakımların başında zannedilir. Fakat saçımızı boyadığımız zaman deriden çok az emilir ve bu yüzden gebelikte saç boyatmanın hiçbir zararı yoktur. Yine de ilk 3 ay için boyatmasanız da sonraki aylarda rahatlıkla boyatabilirsiniz. Emzirme dönemi için de aynı şey geçerlidir. Yani saç boyası deriden çok az emildiği için süte geçmesi beklenmez.

Hazır saç boyalarından bahsederken en son saçımı boyattığım mucizevi boyayı da anlatamadan geçemeyeceğim. Boyanın markası Davines. Boyada devrim demişti kuaförüm. Gerçekten öyle. Mask olarak saçın bakımını da yapıyor ve saçlarınızı bir dahaki sefer boyatana kadar saç kremi kullanmıyorsunuz. Boyanan saç genelde sertleşir ve uçları kurur. Ne kadar bakım yapılsa da bundan kaçış olmaz. Özellikle hamileyken saçlarımızın huyu da değişebilir ancak bu tarz boyalar saçınızı da besleyecektir. Ben saçımı boyatalı 2 hafta oldu ve halen saçım ıslanır ıslanmaz kremli gibi yumuşacık oluyor ve bunu çok net hissediyorsunuz. Kuruyken de saçlarımın uçları dahil yumuşacık ve parlak. 

DAVINES Mask Saç Boyası 

  • Davines, özel saç boyama sistemiyle saça renk verirken bakımını da gerçekleştirir.
  • Süt proteini katkısıyla saçı besler ve bakım yapar.
  • Saçı kurutmayan yapısıyla nem kaybına mani olur.
  • Ton üstüne ton uygulaması, yarı kalıcı boya uygulaması ve 5 tona kadar açma işlemleri için idealdir.
  • Mükemmel beyaz kapama sağlar.
Saçları kendinden çoktan vazgeçmiş, mutsuz hamileler yerine bakımlı ve mutlu olmanız dileğiyle... ;)
Nazan

29 Ocak 2014 Çarşamba

Sağlıklı Bir Bebek İçin Folik Asit

Folik asitle ilgili kulaktan dolma bilgiler aklınızı karıştırmasın

Folik asit nedir? sorusu ile başlayıp ne yapacağınızı anlamadan yazıyı okuyup sonunda noldu şimdi dememeniz için size çok kısa bir yazı derliyorum.

Adının içersinde her ne kadar asit adı geçse de bir B grubu vitamindir esasında. Hamile bayanlarda yetersizliğinde nöral tüp defekti oluşabilir. Yani bunlardan biri "açık omurga" veya spina bifida olarak da bilinir. O zaman çocuk genellikle bedensel özürlüdür ve ayrıca zeka geriliğine de sahip olabilir ki bu durumu kimse istemez.

Ayrıca seratonin (mutluluk hormonu) düşük olan kişilerde de kullanımı bu hormonu artıracağı için psikolojik durumu da iyileştirmeye yardımcıdır. Dolayısıyla sinirlilik, huzursuzluk, unutkanlık, karışıklık veya zihinsel yorgunluk, depresyon, uykusuzluk, kas yorgunluğu, diş eti iltihabı veya periodontal hastalıkların iyileşmesini de etkileyen vitamindir.

Bu kadar yararı olan vitamini özellikle hamilelik planlayan bayanların en az 3 ay önceden doktorunun tavsiye edeceği şekilde folik asit kullanımına önem vermeleri gerekmektedir. Bu vitamini marul, ıspanak, kuşkonmaz, şalgam, dana ciğeri, maydanoz, lahana, brokoli, portakal, yeşillikler, karnabahar, pancar ve mercimekten alabiliriz ancak vücuttaki folat depomuz çok azdır ve sentetik olarak ilaçla desteklememiz gerekir.



Çok detaya inmeden anlatmak istediğim: bebeğiniz için birşeyler yapmaya en az 3 ay önceden başlamanız gerektiği;))))

Nazan

ERKEK BEBEK İÇİN CHICCO PATİK AYAKKABILAR

Güzel giyinmeyi ve buna bağlı olarak ta alışveriş yapmayı çok seven biri olarak Rüzgar doğduktan sonra alışverişlerim tamamen Rüzgar odaklı olmaya başladı. Kendi giyimime çok özen gösterdiğim için, oğlumunda giyimine çok özen gösteriyorum. Her ne kadar 5 aylıkta olsa, bunu ilk doğduğu andan itibaren yapıyorum :) Yok body ile çorap uyumlu olsun... Yok body içerisinde ki çizginin rengiyle trikosunun rengi uyumlu olsun vs... Tabii ayakkabı tutkunu bir kadın olarak, bebeğiminde ayakkabılarını seçerken çok özen gösteriyorum... Hele ki bir bebek olduğunu düşünürsek biraz daha detaylı araştırmak ve seçmek zorundayım... 

Erkek bebek anneleri için bu konuda CHICCO tam yerinde bir tercih... İçinde bulunduğumuz kış ayları için içi kürklü inanılmaz şık ve bir o kadar da rahat patik ayakkabılar üretiyor Chicco... Kullandığım için rahatlıkla tavsiye edebilirim annelere... 











Ezgi